Ziyret kesme 28 Mart 2025, 15:58

Ziyret Nedir?
Ziyret yada arapça kökenden gelmesinden mütevellit hocalar tarafından r harfinin harekesi üstün olunca a sesi ile seslendirmesi den dolayı ziyrat ne zaman kesilir? Kaçtane ziyret vardır? Bayram ziyreti nedir, cenaze ziyreti nedir ve yöremizde nasıl icra edilir? Tüm bu soruların cevaplarını bulacağınız gorsellerini göreceğiniz ziyret kesme ile ilgili kültürümüz yazımız da sizlerle?
Ziyrat kelimesi Arapça zâre (Ziyaret etti) kelimesinin halk ağzında söylene söylene değişmiş bir şeklidir. Sözlük anlamı “Görmeye, görüşmeye gitme, gidilme” şeklindedir. Halk arasında bir yere veya bir kişiye saygı gösterme amacıyla gitmeye de ziyaret denmektedir. Hac ziyareti, kabir ziyareti, türbe ziyareti cenazeden sonraki günün sabahinda cenaze evine yapılan ziyaret ziyret yada ziyrat kelimeleri ile ifade edilmektedir.
Bu âdetin kökü çok eskilere dayanmaktadır. Benzer merasimlerin Eski Türkler’de de olduğu bilinmektedir. Yaptığımız araştırmalara göre İran Türkmenlerinde, Kıpçak ve Karapapah Türklerinde topluca mezar ziyaretlerinin yapıldığı görülmektedir.
Bizim köyümüzde de ziyret kesme yerleri değişiklik göstermis olup ilk zamanlarinda ayvatlı mahallesi ile kadı mahallesi arasında yer alan ve adına Ziyaret ocağı denilen alanda, köyümüzün kadı Mahallesi'nde yer alan ve yangın sonra kaybolan köy odasında, yine kadı Mahallesi'nde yer alan Çeşmenin üstündeki alanda ziyretler kesilmiş olup buraların sahip çıkılmayıp vasfını yitirmesinin ardından merkez mazarlikta ziyret kesim geleneği devam ettirilmektedir.
Ziyret kesme:
Ziyrat Kesme: Anadolunun bir çok yerinde farklı isimler le anılan bu etkinlik Birlik ve beraberlik duygusunu kuvvetlendirmek, paylaşma duygusun pekiştirmek, köye bolluk ve bereketin gelmesini sağlamak gibi amaçlarla özellikle dini bayramlardan önceki arife günü ya da bayramın ilk günü sabah veya ikindi namazından sonra toplu olarak yemek yeme şeklinde gerçekleştirilen geleneksel törendir.
Ramazan ve kurban bayramlarından bölgenin kültüründe arefe gününün öncesi Kuruziyret (Kuruziyrat) Arefe günü isi Hasziyret (Hasziyrat) olarak adlandırılır.
Kuru ziyret:
Arefenin bir gün öncesinde mezarlıklar temizlenir uygun yerden toprak alınıp mezarlıklar üzerine bir kaç kürek toprak ilave dilir ve bayram öncesi adeta mezarliklarda bayrama ve bayramlaşmaya hazır hale getirilir. Mezarlıklara toprak koyma olayı islamiyette olmamakla birlikte islamiyetede zıt bir ritüel olmadığı için bölgemizin bir kültürü geleneği olarak yaşatılmaya devam ediyor.
Arefeden Bir Gün Önce Mezarlıklara toprak atma
Toprağı bol olsun!
Kabir üzerine ilave toprak atma
Hepimizinde bildiği tabirler vardır Allah taksiratını (Kusurlarını) affetsin, Seyyiatını (Yaptığı kötü şeyleri) Hasenata (İyi Şeylere )tebdil eylesin ( Çevirsin) "Toprağı Bol Olsun" denir, Toprağı bol olsun demek ziyaretçisi çok olsun temennisidir zira eskilerde adet mezar ziyaretine gelenler bir miktar toprakla gelir ve getirdiği toprağı ziyaret ettiği mezarın üzerenine döker ve bu şekilde ziyaretçisi çok olan küşülerin mezarlarıda ala bildiğine büyük olur ve köyümüz başta olmak üzere anadolunun bir çok yerinde ziyaretçisi çok olan mezarlar vardır ve bunlara HÜYÜK adı verilmektedir. Köyümüzde de yer alan ARPADÜZÜ HÖYÜĞÜ buna en bariz ve hepimizin bildiği örneklerden biridir. Mezarlık ziyaretleri kuru ziyret gününde mezarlıkların temizlenip topraklanması ve hasziyret gününde ziyaretçilerine hazır edilmesinin geçmişi buralara dayanmaktadır
ZİYRET KESMEK
Ziyret Kesmek: Ziyaret diyede kullanılsada yöremizde ve köyümüzde kültürel olarak ziyret kesmek diye tabir edilen bu yaşayan kültürümüzde yöre halkı köyün ziyaret yerlerinden birinde toplanırlar evlerinden getirdikleri katlama (yağlı ekmek) lar bir kaç sofrada hepsi üst üste koyularak kule haline getirilirken bir taraftanda köyün hocaları tarafından Kua'an-ı Kerim okunur ve orada bulunanların bulunmayanların herkesin ölmüşlerinin ruhlarına bağışlanıp yaradandan güzel temenni ve dileklerde bulunarak dua edilir;
İkram
Duanın akabinden yakın Çevrede bulunan evlerden gelen ayranlar eşliğinde toplanan katlamalar orada bulunan herkese dağıtılır ve hep birlikte ekmekler yenir kalanlar tekrar dağıtılarak ev halkına da oradan katlamalar gönderilir ve yemek duası yapılıp ardından mezarlıklara dağılınır.
Buraraya bir parantez açmak gerekirse birlik ve bereberliğin bereketin ayrı bir güzelliğide hiç kimseye kendi getirdiği yağlı ekmek nerdeyse denk gelmez, ahmedin evinden gelen mehmet'e mehmet in getirdiği katlama hasan hüseyne gider ve hiç kimse bilmez hangi evde yapılan katlamanın kendisine geldiğini yada kendi katlamasının kime kimin evine gittiğini.
Cenazeden sonraki ilk günün sabahında da ziyart kesimi vardır
Töremize göre cenaze çıkan evde yemek pişmez pişirilemez herkes acısını yaşarken birde yemekle uğraşılmasın diye tüm mahalle ve akrabalar sabahın erken saatine genellikle güneşin gelişi ile birlikte birgün evvel cenazesi olan eve elinde yemek, katmer, bazlama, yağlı ekmek kahvaltılık tarzı urunler ile gidilir. Tekrar baş sağlığı dilenir malum ölünün arkasından iyi şeyler konuşulur kur an tilaveti ve dua ile merhum yada merhumeye dualar edilir eminler dilenir ve sonrasında hep birlikte kahvaltı yapılıp yemek duasından sonra insanlar işi olan işine gider uzaktan gelen misafirler varsada bu şekilde müsaade isteyip yola revan olur.
Mezarlıkta kesilen bu genel ziyret ikramlar sonrası yerini özel kabir ziyaretine bırakır ve her mezar a tek tek uğrayıp yakınları bir hoca ile birlikte kurandan süreler okur ve dua eder.
ZİYARET ve KUR'AN-I KERİM TİLAVETİ
Mezarlıklara geçer dedik burada artık herkes kendi yakınını ve yakınlarını ziyaret ederler mezar başında bir hocayı çağırır yasinler tebarekeler okunur ve o kabirde yatanla birlikte tüm kabristanda yatanların ruhlarına bağışlanır, katlamada olduğu gibi yine burada da ayrı bir güzellik vardırki buda hocalar yıllardır olduğu gibi günümüzde de yakını bulunan herkesin mezarının başında her mezara özel okunan kur'an-ı kerim önce burada yatan kişinin adına bağışlanır hediye edilir sonra mezarlıktaki tüm Merhumlara hatta dünyada kimsesi kalmamış tüm müslümanlara bağışlanır ve bu işlemde son mezara kadar devam edet neredeyse mezarı başında kuran okunmayan kimse kalmaz, senede ikidefa Ramazan ve Kurban bayramlarının AREFE gününde bölgediki ismiyle hasziyrette tekrarlanır; bu okuma işlerinden asla ücret talep etmez edemez yazılı bir madde olmasada ne davet sahibi cüret teklif edebilir etmeside ayıptır nede davet edilen bu gelenek ve görenek bizim köylüler olarak geçmişteki büyüklerimize olan bir komşuluk akrabalık hakkıdır ve bu hakkı ödemenin günü ve vaktide tam olarak işte Ramazan ve Kurban Bayramlarıdır.
Kabir ne demektir?
Arapçada, “ölünün gömüldüğü yer” anlamında “kabir”, “kabirlerin bulunduğu yer” anlamında ise “makber” veya “makbere” kelimeleri kullanılır. Türkçede ise kabrin karşılığı olarak Arapçada “ziyaret edilen” yer anlamındaki “mezar” kelimesi kullanılır. Kab(i)r kelimesi, Kur"an"da daha çok yeniden dirilişin anlatıldığı âyetlerde, “insanların kabirlerinden çıka(rıla)cağını” ifade ederken “kubûr” şeklinde çoğul olarak kullanılmıştır.
Mezarın baş ve ayak ucuna “şâhide” veya “mezar taşı” (halk arasında “hece taşı”) denilen taşların dikilmesi İslâm’ın ilk dönemlerinden beri devam eden bir gelenektir. Hz. Peygamber’in, tanınması için Osman b. Maz‘ûn’un kabrinin başına taş diktiği (Ebû Dâvûd, “Cenâʾiz”, 63), onun vefatından sonra bazı sahâbî ve tâbiîn mezarlarının üzerine kubbe adı verilen çadır kurulduğu bilinmektedir. Bunlardan biri Hz. Hasan’ın oğlu Hasan’ın kabrinin üstüne yapılmış ve bir yıl kadar kalmıştır (Buhârî, “Cenâʾiz”, 62; diğerleri için bk. Aynî, VII, 46).
Allah Resûlünün (sas) kabir ziyaretinde bulunanlara tavsiyeleri
Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır.
Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Hz. Peygamber (sas), geceleri Baki’ kabristanına gelir ve “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selam olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla.” (Müslim, Cenâiz, 102) diye dua ederlerdi.
Âişe validemizin naklettiğine göre, Allah Resûlü, kendisiyle birlikte kaldığı her gecenin sonunda Bakî Mezarlığı’na gidip bu duayı okumuş ve inananlara da aynısını okumalarını tavsiye etmiştir. Böylece Efendimiz (sas) kabristanı sık sık ziyaret etmekle kalmamış, müminlere de bunu yapmalarını tavsiye etmiştir.
Hiç kuşkusuz o (sas), bu teşvikle Müslümanların âhiret inancını canlı tutmayı hedeflemiştir. Bunun da müminin sorumluluk bilincine olumlu yönde katkılar sağlayacağı muhakkaktır. En katı kalplerin dahi ölüm duygusu karşısında yumuşama eğilimi gösterdiği bir gerçektir. Kabristanlar, ölüm gerçeğinin yakinen hissedildiği mekânlardır. Bu açıdan bakıldığında kabirlere yapılacak ziyaretler her şeyden önce pişmanlık hislerinin harekete geçmesine vesile olacaktır. Kabir ziyareti esnasında dünya yaşamının geçici olduğu gerçeğiyle yüzleşen kişi, dünyevî zevk ve menfaatleri amaç edinen çabaların ne kadar anlamsız olduğunu yakından fark edecek ve bir an önce kendisine çeki düzen vermenin hesaplarını yapmaya başlayacaktır.
Kabirleri Ziyaretin Adabı nasıl olmalıdır?
Kabirleri ziyaret eden kimse kıbleye veya ölünün yüzüne karşı durarak şöyle dua eder:
اَلسَّلاَمُ عَلَىْكُمْ دَارَ قَوْمِ الْمُؤْمِنِينَ وَإِنَّا إِنْ شَاءَ اللّٰهُ بِكُمْ لَاحِقُونَ أَسْأَلَ اللّٰهَ لَنَا وَلَكُمُ الْعَافِيَةَ
“Ey Müminler yurdunun sakinleri. Bizler de inşallah sizlere kavuşacağız. Allah’tan bizim için ve sizin için afiyet dilerim.”
Peygamberimiz (sas), Bakî mezarlığını ziyaret ettiğinde böyle selam verir ve dua ederdi.
Ziyaretçinin oturup Kur’an okuması da sevabdır. Bu sevabı ölülere bağışlamasından onlar yararlanır. Kendisine de Cenab-ı Hak ecir ve mükâfat verir.
Kabir ziyaretinde dikkat edilmesi gereken hususlar
Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam’ın özüne ve tevhid anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak İslam ile bağdaşmaz.
Kabirlere doğru namaz kılınmaz ve kabirler üzerine oturulmaz.
Peygamberimiz (sas), “Kabirlerin üzerine oturmayın, onlara doğru da namaz kılmayın.” Müslim, “Cenâiz”, 33 buyurmuştur.
Mezar taşlarına el yüz sürülmez. Ölülere adak yapılmaz, mezarlardan istekte bulunulmaz.
Kabirleri çiğnemek ve kabir üzerinde uyumak mekruhtur.
Kabirlerde bulunan ağaçlar kesilmez, yeşil otlar yolunmaz. Ancak kurumuş olan ağaç ve otları kesmekte bir sakınca yoktur.
Türbelerde yatan kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek; bu zatların duaları kabul ettiğine, ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak doğru olmadığı gibi, bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, bu ziyaretleri dinî bir vecibe gibi telakki etmek; bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb. yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak da, tevhid dini olan İslam’la bağdaşmaz. Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan bazı şeyler beklemek iman açısından tehlikeli bir davranıştır.
DIĞER HABERLER
-
Dere Cuma Camii
28 Nisan 2025, 22:47 -
Şehit Necati TEKE
23 Ekim 1993, 15:38 -
Polis teşkilatımızın kuruluşunun 180. Yılı kutlu olsun
09 Nisan 2025, 00:04 -
Ziyaretlerimden Dolayı SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANIMIZ Sn. MEHMET FATİH KACIR’a Teşekkür Ederiz
16 Mart 2025, 12:00 -
GAZİOSMANPAŞA ÜLKÜ OCAKLARI iftar programına katılım sağladık.
24 Mart 2025, 12:00 -
Ramazan Bayramı Ziyret Kesme ve Bayramlaşma
31 Mart 2025, 21:35 -
Ziyret kesme
28 Mart 2025, 15:58 -
Kadir Gecemiz Mübarek Olsun
25 Mart 2025, 16:23 -
Sinop Gerze Kahramaneli Köyü'nün Geleneksel 30. İftar programı 550 kişinin katılımıyla birlik beraberlik içerisinde gerçekleştirilmiş oldu
15 Mart 2025, 19:18 -
Gerze Horozu Hacı kadı tavuğu'nu marka yapan iki güzel insan Cemil ve Cevriye Şahin Ögretmen
12 Mart 2025, 15:35